Sena Soykök (Ankara, 1995)
Hacettepe Üniversitesi, Heykel Bölümü
Meçhul Yığınlar, Merdiven, 2024
Kumaş üzerine çelik toplu iğne, 52x42x78 cm
Günümüzün hızlı yaşam şekli, insanları adeta bir makine gibi yaşamaya zorladı. Bu durum, insanın mekanlarla olan ilişkisini de kökten değiştirdi. Artık girilen ve çıkılan yerler, hızla geçen ve hatırlanmayan zamanlarla iç içe geçmiş durumda. İnsanlar, her gün adım attıkları yerlerde; yaşıyorlar, unutuyorlar ve tarihte kayboluyorlar. Çalışmalarımda, bulunulan mekânın fiziksel bir alanını seçerek, izleyicinin orada bir anlığına durmasını, oraya dokunarak ve hissederek mekâna ait bir anlam aramasını istiyorum. Çünkü mekanların sadece girilip çıkılan boş yapılar olması gerekmez; aksine oradaki anların ve yaşanmışlıkların bir izi olmalı. Orada oluyor olmamızın bir anlamı olmalı.
Bir anın durmasını, o mekânda var olmasını, oradaki zamanda şaşırtıcı hale getirmeyi istiyorum. Mekânın sıradanlıktan kurtulup, insanların içinde yaşayanların bir anlam taşıyan bir yer haline geleceğini düşünüyorum. Onun bir anlamı olmalı; varoluşu, mekânda bir iz bırakmalı. İnsanın varlığı, mekânı dönüştürmeli, ona bir ruh kazandırmalıdır. Bu şekilde, yer ve insan arasındaki ilişki güçlenir ve yaşamda kayan anlam yerini bulur.
Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.
Günümüzün hızlı yaşam şekli, insanları adeta bir makine gibi yaşamaya zorladı. Bu durum, insanın mekanlarla olan ilişkisini de kökten değiştirdi. Artık girilen ve çıkılan yerler, hızla geçen ve hatırlanmayan zamanlarla iç içe geçmiş durumda. İnsanlar, her gün adım attıkları yerlerde; yaşıyorlar, unutuyorlar ve tarihte kayboluyorlar. Çalışmalarımda, bulunulan mekânın fiziksel bir alanını seçerek, izleyicinin orada bir anlığına durmasını, oraya dokunarak ve hissederek mekâna ait bir anlam aramasını istiyorum. Çünkü mekanların sadece girilip çıkılan boş yapılar olması gerekmez; aksine oradaki anların ve yaşanmışlıkların bir izi olmalı. Orada oluyor olmamızın bir anlamı olmalı.
Bir anın durmasını, o mekânda var olmasını, oradaki zamanda şaşırtıcı hale getirmeyi istiyorum. Mekânın sıradanlıktan kurtulup, insanların içinde yaşayanların bir anlam taşıyan bir yer haline geleceğini düşünüyorum. Onun bir anlamı olmalı; varoluşu, mekânda bir iz bırakmalı. İnsanın varlığı, mekânı dönüştürmeli, ona bir ruh kazandırmalıdır. Bu şekilde, yer ve insan arasındaki ilişki güçlenir ve yaşamda kayan anlam yerini bulur.
Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.