İbrahim GEGEZİNLİ (İstanbul, 1986)
Akdeniz Üniversitesi, Seramik ve Cam
Şibari, 2018
Seramik, 50x50x65 cm
Şibari’nin kökeni bir savaş sanatı ve esirlerine uygulanan bir tür işkence yöntemi olan Hojo – Jutsu’ya dayanıyor. 1400-1800 yılları arasında Japon yerel polisleri ve Samuraylar, ŞİBARİ’yi tutsaklarına işkence etmek yerine daha özel tekniklerle, kendi güçlerini ve onurlarını göstermek için artistik bir biçimde kullanmışlardır. O dönemlerde hapishaneler olmadığı için mahkumlar bağlanarak tutsak edilirdi. Tutsakları kısıtlama ve aşağılama yöntemi olarak gelişen iple bağlama stilleri, zamanla tutsağın işlediği suç türlerini ve ait olduğu toplumsal sınıfı belirlemek için ipin farklı renklerde ve türlerde kullanılıyordu. Bu gelenek toplumda derin izler bırakarak sonraki dönemde Japon edebiyatında, grafik sanatında ve tiyatroda da etkisini göstermiştir. 1800’lerin sonu ve 1900’lerin başında Hojo-Jutsu evrim geçirmiş ve Kinbaku adı verilen erotik bağlama sanatına dönüşmüştür. Günümüzde özellikle Batı dünyasında bu erotik bağlama sanatının adı Şibari olmuştur. Şibari sanatı güç, çaresizlik, rahatlama gibi psikolojik kaygılar barındırır bünyesinde. Şibaride betimlenen şekiller, düğümler, bağlar, vs. hassasiyet, cinsellik, kırılganlık ve gücün tüm öğelerini yansıtır. Şibari’nin insan vücudunda denk geldiği yerler önemlidir. Çünkü uyardığı başınç noktaları Akupunktur özelliği taşıyor ve insan vücudunun Adrenalin ve Serotonin salgılamasını arttırdığı bilinmektedir.
Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.
Şibari’nin kökeni bir savaş sanatı ve esirlerine uygulanan bir tür işkence yöntemi olan Hojo – Jutsu’ya dayanıyor. 1400-1800 yılları arasında Japon yerel polisleri ve Samuraylar, ŞİBARİ’yi tutsaklarına işkence etmek yerine daha özel tekniklerle, kendi güçlerini ve onurlarını göstermek için artistik bir biçimde kullanmışlardır. O dönemlerde hapishaneler olmadığı için mahkumlar bağlanarak tutsak edilirdi. Tutsakları kısıtlama ve aşağılama yöntemi olarak gelişen iple bağlama stilleri, zamanla tutsağın işlediği suç türlerini ve ait olduğu toplumsal sınıfı belirlemek için ipin farklı renklerde ve türlerde kullanılıyordu. Bu gelenek toplumda derin izler bırakarak sonraki dönemde Japon edebiyatında, grafik sanatında ve tiyatroda da etkisini göstermiştir. 1800’lerin sonu ve 1900’lerin başında Hojo-Jutsu evrim geçirmiş ve Kinbaku adı verilen erotik bağlama sanatına dönüşmüştür. Günümüzde özellikle Batı dünyasında bu erotik bağlama sanatının adı Şibari olmuştur. Şibari sanatı güç, çaresizlik, rahatlama gibi psikolojik kaygılar barındırır bünyesinde. Şibaride betimlenen şekiller, düğümler, bağlar, vs. hassasiyet, cinsellik, kırılganlık ve gücün tüm öğelerini yansıtır. Şibari’nin insan vücudunda denk geldiği yerler önemlidir. Çünkü uyardığı başınç noktaları Akupunktur özelliği taşıyor ve insan vücudunun Adrenalin ve Serotonin salgılamasını arttırdığı bilinmektedir.
Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.